Savunma Dokunulmazlığına ilişkin Yargıtay Kararı

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi

E:2009/580
K:2009/12264
T:05.11.2009

Kişilik Haklarına Saldırı Nedeniyle Tazminat
Manevi Tazminat
Ceza Mahkûmiyetinin Hukuk Davasına Etkisi

Özet :
Ceza Mahkemesinin maddi olgunun belirlenmesine ilişkin cezalandırma kararı hukuk mahkemesi yönünden bağlayıcı olduğundan, davalının hakaret suçundan cezalandırıldığına ilişkin karar kesinleştiği için söylenen sözün iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilmesi doğru değildir.

818 s. Yasa m. 41, 43, 53

Davacı Ertan vekili tarafından, davalı Yaşar aleyhine 04.06.2008 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 24.11.2008 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

1- Dava, haksız eylem nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davalının keşif sırasında söylediği sözün iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında kaldığı gerekçesiyle istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.

Avukat olan davacı, vekil edeninin hırsızlık suçundan yargılandığı ceza davasında yapılan keşif sırasında, ceza davasına katılan davalının, “yalan söylüyor” biçimindeki sözlerle kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının şikâyeti üzerine davalının, keşif sırasında davacıya söylediği söz nedeniyle kamu görevlisine hakaret suçundan dolayı yargılandığı ve Türk Ceza Yasası’nın 125/1. maddesi gereğince cezalandırıldığı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası’nın 231/6-c maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, davalının itirazının Asliye Ceza Mahkemesince reddedilerek kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Borçlar Yasası’nın 53. maddesi gereğince, Ceza Mahkemesinin maddi olgunun belirlenmesine ilişkin cezalandırma kararı hukuk mahkemesi yönünden bağlayıcıdır. Şu durumda, davalının Ceza Mahkemesinde hakaret suçundan cezalandırıldığı ve kararın kesinleştiği anlaşıldığından, Ceza Mahkemesi kararının tartışılarak söylenen sözün iddia ve savunma dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilmesi doğru değildir.

Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacı yararına olaya uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, istemin tümden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

2- Kabul şekli bakımından da manevi tazminat davasının tümden reddedildiği durumda karar gününde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/3. maddesi uyarınca davalı yararına Tarife’nin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre maktu vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, nispi vekâlet ücreti takdir edilmiş olması doğru olmadığından, karar bu nedenle de bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda (1 ve 2) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 05.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Şenalpözer