Yargı Sistemimiz, Adli Tatil, Tatilde Görülebilecek Dava ve İşler
- YARGI SİSTEMİMİZ
- ADLİ TATİL
- TATİLDE GÖRÜLECEK DAVA VE İŞLER
A-) YARGI SİSTEMİMİZ
2013 yılının son çeyreğine giriyoruz ve hala yargı sistemimizde çok başlılık devam etmektedir. Maalesef hala Türk hukuk sisteminde 4 ayrı yargı ve bunların 4 ayrı yüksek mahkemesi vardır. Bu hal ise hukukun gelişip güçlenmesinin önündeki en büyük engeldir. Adli yargının ve temyiz mahkemesi Yargıtay’ın dışındaki yargıların tamamının lağvedilerek yargı sisteminin tekleştirilmesi gerekir.
Adli yargı ilk derece mahkemelerindeki asli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDİR. Bu mahkemelerin yoğunluğa göre birden fazla şubesi olabildiği gibi, ihtisas mahkemesi olan şubeleri de vardır. Bunlar, Ticaret Mahkemeleri, Aile Mahkemeleri, Tüketici Mahkemeleri, İş Mahkemeleri, Kadastro Mahkemeleri gibi. Hukuk sistemimizin çok başlılığının bir sonucu olarak Adli yargıdaki bu Asliye mahkemelerinin karşılığı olarak idari yargıda İdare ve Vergi Mahkemeleri vardır. Yargıdaki çok başlılıktan kurtulmak için İdari Yargı sistemi tamamen lağvedilmesi ve idare mahkemeleri ve vergi mahkemeleri Asliye Hukuk Mahkemelerinin ihtisaslaşmış şubeleri olarak görev yapmalıdırlar. Zaten bu mahkemeler birbirinin ayrılmaz parçalarıdırlar. Bir örnek vermek gerekir ise; İdarenin, bir vatandaşın taşınmazını kamulaştırması halinde açılabilecek iki dava vardır. Birincisi kamulaştırma yanlış ise bunun iptali için açılacak iptal davası, ikici dava ise bu kamulaştırmanın bedelinin tespiti davasıdır. Şu andaki geçerli hukuk sistemimizde; bu davalardan iptal davası İdare Mahkemesinde, bedel tespiti davası ise adli yargıda asliye hukuk mahkemesinde açılmaktadır. Birçok davada da, davaya adli yargımı bakacak yoksa idari yargımı bakacak tartışması ile yıllarca davanın esasına girilememekte davalar uzamaktadır.
Adli Yargının Temyiz Mahkemesi Yargıtay’dır. İdari Yargının Temyiz Mahkemesi ise Danıştay’dır. Yargıtay’ın yapılanmasında Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri olarak birçok daire vardır. Yargıtay’daki hukuk ve ceza dairelerinin yanına bir üçüncü daireler olarak da idari dava daireleri kurulur ve Danıştay’ın varlığına son verilir.
Aynı şekilde adli ve idari yargının birde askeri versiyonu vardır. Kanaatimiz odurki, bugün artık kabulü asla mümkün olamayan askeri yargının hem adlisi hem de idarisi derhal kaldırılmalı ve normal adli yargı sistemine dahil edilmeli ve bu şekilde yargı tekleştirilmelidir.
Devlet; Vatandaşlarının birbirleri ile olan çekişmelerinde sorunu adli yargıda, vatandaş-devlet arasındaki çekişmeleri özel kurulmuş ve içerisinde hukuk fakültesinde okumamış, hukuk tahsili görmemiş kişilerinde hakim olarak tayin edilip görev yapmakta oldukları idari yargıda çözerim anlayış ve dayatmasından derhal vazgeçmelidir. Mevcut sistem kaldırılan Devlet Güvenlik Mahkemelerinden çok farklı değildir.
Bu birgün mutlaka olacak. O gün çok uzak olmamalıdır.
B-) ADLİ TATİL
Yargı sistemimizin çok başlılığı ister istemez kanunlarının ayrı olmasından dolayı adli tatil konusunda ayrı ayrı hükümler içermektedir. Kısaca inceler isek;
I - ADLİ YARGI İLK DERECE MAHKEMELERİ
a- Hukuk Mahkemeleri
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Adli Tatil Süresi” başlıklı 102. Maddesinin 1. Fıkrasında “Adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuzbir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar.”
Hükmünü içermektedir.
Aynı kanunun 104. Maddesinin 1. Fıkrasında ise “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.”
b- Ceza Mahkemeleri
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Adli tatil” başlıklı 331 maddesinin 1. Fıkrasında “Ceza işlerini gören makam ve mahkemeler her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuzbir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler.”
Hükmünü içermektedir.
Aynı maddenin 4. Fıkrasında ise “Adli tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılır.”
II - İDARİ YARGI (BÖLGE İDARE, İDARE ve VERGİ MAHKEMELERİ)
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “çalışmaya ara verme” başlıklı 61 maddesinin 1. Fıkrasında; “Bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuzbir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler.”
Hükmünü içermektedir.
Aynı kanunun Sürelerle İlgili Genel Esaslar başlıklı 8. Maddesinin 3. Fıkrasında ise “Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır.”
Bu üç kanunu birlikte değerlendirdiğimizde;
a-) Hakimlerin çoğunluğunun yıllık iznini kullandığı tarihler olan adli tatilin başlangıç ve bitiminde üç kanunda da birliktelik vardır. Üç kanuna göre de adli tatil her yıl 20 Temmuzda başlar 31 ağustosta biter. Yeni adli yıl 1 Eylülde başlar.
b-) Kanunun tayin ettiği sürelerin bitimi adli tatile rastlamış ise bu süre;
1) Hukuk Mahkemelerinde: “bir hafta uzatılmış sayılır.”
2) Ceza Mahkemelerinde: “üç gün uzatılmış sayılır.”
3) İdare Mahkemelerinde: “yedi gün uzamış sayılır.”
Hükümlerini içermektedir. Bu sürelerde birliktelik olmamasının hiçbir gerekçesi olmadığı gibi, mevcut hal birçok hak kayıplarına sebebiyet verecek niteliktedir. Bir kanun değişikliği ile bu aykırılıklar giderilmelidir.
C-) TATİLDE GÖRÜLEBİLECEK DAVA VE İŞLER
a- Hukuk Mahkemeleri:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 103. Maddesinin 1 nolu fıkrası ve devamında 2,3 ve 4 nolu fıkralarında: “Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:” diyerek bu dava ve işleri şu şekilde sıralamaktadır.
“a) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi.
b) Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.
c) Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.
ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.
d) Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri.
e) İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar.
f) Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.
g) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.
ğ) Çekişmesiz yargı işleri.
h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler.
(2) Tarafların anlaşması hâlinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın talebi üzerine, yukarıdaki iş ve davalara bakılması, adli tatilden sonraya bırakılabilir.
(3) Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya gönderilmesi işlemleri de yapılır.
(4) Bu madde hükümleri, bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.”
b- Ceza mahkemeleri
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Adli tatil” başlıklı 331 maddesinin 2 ve 3. Fıkraları, adli tatilde görülecek dava ve işleri açıklamaktadır.
“(2) Soruşturma ile tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaların ve ivedi sayılacak diğer hususların tatil süresi içinde ne suretle yerine getirileceği, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.
(3) Tatil süresince bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin veya Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu gereğince görülen işlerin incelemelerini yapar.”
c- İdare, Vergi ve Bölge i,dare mahkemeleri:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “çalışmaya ara verme” başlıklı 61 maddesinde “1. Bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl bir eylülde başlamak üzere, yirmi temmuzdan otuzbir ağustosa kadar çalışmaya ara verirler.Ancak, yargı çevresine dahil olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu il merkezi dışında kalan idare ve vergi mahkemeleri çalışmaya ara vermeden yararlanamazlar. Bu mahkemeler, 62 nci maddedeki sınırlamaya tabi olmaksızın görevlerine devam ederler.
2. Ara verme süresi içinde; bölge idare mahkemesi başkanının önerisi üzerine, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, her bölge idare mahkemesi merkezinde idare ve vergi mahkemesi başkan ve üyeleri arasından görevlendirilecek üç hakimin katıldığı bir nöbetçi mahkeme kurulur. Nöbetçi kalanlardan en kıdemli başkan, yoksa en kıdemli üye nöbetçi mahkemenin başkanlığını yapar.”
Ayrıca aynı kanunun
Nöbetçi mahkemenin görevleri madde başlığını taşıyan
Madde 62. Maddesinde: “Nöbetçi mahkeme çalışmaya ara verme süresi içinde aşağıda yazılı işleri görür:
a) Yürütmenin durdurulmasına ve delillerin tespitine ait işler,
b) Kanunen belli süre içinde karara bağlanması gereken işler.”
Şeklinde yasal düzenlemeler yapılmıştır.
Yargı sistemindeki çok başlılık sebebiyle yargılamada bu tür farklılıklar oluşmaktadır.